Danışanlarımız genelde aşağıdakilere benzer şikayetler ile başvururlar:

“Birden bire kalbim hızla çarpmaya başlıyor. Önce “eyvah bana kötü bir şey olacak” diye düşünüyorum. Sonra kalp atışlarım daha da hızlanıyor, terliyorum, başım dönmeye, midem bulanmaya başlıyor. Korkum daha da artıyor, nefesim sıkışıyor. “Kesin kalp krizi geçiriyorum, ölecek miyim?” diye düşünürken içimden dalga dalga bir panik duygusu yükseliyor. Şimdiye kadar bu belirtiler ile üç kez hastanenin acil servisine gittim. Tüm tetkikleri yaptılar ama hiçbir şey bulamadılar”.

Panik atak, aniden ve belirli bir nedeni olmaksızın ortaya çıkabilen baş dönmesi, baygınlık hissi, kalp çarpıntısı, nefes darlığı, göğüste ağrı vb. fiziksel belirtilere, “kalp krizi/felç geçiriyorum, aklımı kaçıracağım, öleceğim” gibi kişide yoğun korku ve endişe uyandıran düşüncelerin eşlik ettiği bir durumdur. Genellikle 5-15 dakika sürer ve belirtiler kendiliğinden ortadan kalkar. Panik atak ortadan kalktıktan sonra kişi, “üzerinden kamyon geçmiş” hissi yaşayabilir ve sakinleşmekte zorlanabilir. Panik atak geçiren kişiler genellikle hastanelerin acil servislerine başvururlar, ancak yapılan tetkiklerde, söz konusu duruma neden olabilecek her hangi bir fiziksel rahatsızlık tespit edilmez.

Kişinin, tekrar panik atak geçireceği korkusu ile seyahat etmekten kaçınma, çarşıya, sinemaya yanında biri olmadan gitmeme, dışarı çıktığında çantasında su, ilaç taşıma gibi günlük hayatını kısıtlayıcı ve işlevselliğini olumsuz etkileyen bir takım davranış değişiklikleri geliştirmesi durumunda ise panik bozukluktan söz edilir. Panik bozuklukta ayırıcı nokta, panik atakların obsesif-kompulsif bozukluklar, fobiler ve travma sonrası stres bozukluğunda da görülebilen panik atakların aksine, belirli bir hedefe yönelik olmaması ve panik atağın tekrarlanması olasılığına yönelik kaygı nedeni ile ortaya çıkan, işlevselliği bozan nitelikteki davranışsal değişikliklerin bulunmasıdır.

 

ETİKETLER:
  • FİLİZ AYKAN
  • 9 Mayıs 2018
  • 1595 Okunma