Tikler; istem dışı, hızlı, aralıklı, ritmik olmayan, basmakalıp, tekrarlayıcı şekilde bir motor hareket ya da ses çıkarma olarak tanımlanır. Tikler 1 yıldan daha uzun sürerse süreğen ya da kronik tik bozukluğu olarak adlandırılırlar. Hem hareket hem de sesle ilgili tikler bir arada bulunur ve bir yıldan daha uzun sürerlerse Tourette Sendromu tanısı alırlar.

Hareket Tikleri

  • Basit Hareket Tikleri: Göz kırpma, burun kıvırma, dudak oynatma, baş sallama, omuz silkme vb.
  • Karmaşık Hareket Tikleri: Yüz hareketleri, koklama, zıplama, dokunma, başkasının hareketlerini tekrarlama vb.

Ses Tikleri

  • Basit Ses Tikleri: Öksürme, boğaz temizleme, burun çekme, havlama vb.
  • Karmaşık Ses Tikleri: Konuyla ilgisiz olarak kelime ve deyişleri tekrar etme, konuşulanları tekrar etme, küfürleri tekrar etme vb.

Tiklerin temel özellikleri

  • Genellikle saniyelerle ölçülebilecek kadar kısa sürerler. Ani hareketler halinde ya da ardışık olarak ortaya çıkabilirler.
  • Kişi tik meydana geleceğinin farkına varabilir. Kişi dikkatini odakladığı zaman değişik sürelerde baskılanabilir ancak tamamen baskılanamaz.
  • Kişi dikkatini başka bir konuya odakladığı durumlarda, kendisini gevşemiş hissettiği zamanlarda genellikle azalır.
  • Stresle birlikte artarlar. Uyku sırasında azalırlar ya da kaybolurlar.

Hareket ve ses tikleri çocuk ve ergenlerde sık görülür.

Tikler en fazla 5-7 yaş arasında ortaya çıkar. 7-11 yaş arasında daha fazla görülürler. Okul çağı çocuklarında tiklerin bulunma oranı % 2-15 arasındadır. Erkek çocuklarda kız çocuklara oranla yaklaşık 2 kat daha fazla görülür. Olguların %90‘ında ilk belirtiler 10 yaşından önce başlar. Ergenlik yaşlarında ve sonrasında daha az oranda ortaya çıkarlar.

Tikler neden ortaya çıkar?

Tik Bozuklukları beyin yapısı ya da gelişimiyle ilişkili faktörlerden kaynaklanır. Ailesinde Tik Bozukluğu olan çocuklarda daha fazla görülür. Doğum komplikasyonları, gebelik sırasında annenin ruhsal stresinin fazla olması ve düşük doğum ağırlığı gibi bazı etkenler Tik Bozukluğu gelişimiyle ilişkili bulunmuştur. Yaşamsal stresler, sıkıntı, heyecan, yorgunluk gibi faktörler genel olarak bilinenin aksine tiklerin temel nedenleri değil, Tik Bozukluğu olan kişilerde tikleri tetikleyen ve ortaya çıkaran faktörlerdir.

Tikler bazı ruhsal sorunlarla birlikte görülebilir.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, Öğrenme Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Otizm ve zihinsel özrü olan kişilerde daha fazla Tik Bozukluğu görülür. Tik Bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde depresyon ve kaygı bozukluğu gibi ruhsal sorunlar normalden daha fazla ortaya çıkabilir.

Tik Bozuklukları’na tanı koyma

  • Tik Bozuklukları için herhangi bir tanı koydurucu test yoktur. Tanı büyük oranda klinik gözlem ve video kayıtları izlenerek konulur.
  • Nöbet şüphesi varsa EEG istenebilir. Nöbet şüphesi olmayanlarda EEG gerekli değildir.
  • Beyin tomografisi ya da MR gibi nörogörüntülemeler rutin tıbbi değerlendirmenin bir parçası değildir. Eşlik eden bir nörolojik sorun ya da hastalık riski varsa istenebilirler.

Tik Bozuklukları nasıl devam eder?

  • Tik Bozuklukları çocukluk yaşlarında yüksek oranlarda görülürken yaşla birlikte sıklıkları belirgin olarak azalır.
  • Basit tiklerin %70-80’i kendiliğinden ortadan kalkar.
  • Genel olarak dalgalı seyrederler. Şiddetleri dönem dönem artıp azalabilir ya da tikler zaman içinde birbirleriyle yer değiştirebilir.
  • Çocukluk yaşlarında tikleri şiddetli olanlarda, başka bir fiziksel ya da ruhsal hastalığı olanlarda tiklerin yaşam boyu devam etme ihtimali daha fazladır.

TEDAVİ

Eğitimsel ve destekleyici tedaviler

  • Çocuğun, ailenin ve çocukla etkileşen sosyal çevrenin tikler hakkında bilgilendirilmesi
  • İyi uyku hijyeninin sağlanması ve sürdürülmesi
  • Düzenli fiziksel egzersiz
  • Özel yeteneklerin varlığı ve kullanılması (sosyal beceriler, atletik beceriler, müzik yeteneği, akademik yetenekler)
  • Takiplerde akut ve kronik stres oluşturabilen benlik saygısındaki güçlükler, sosyal başa çıkma, okul uyumu, ailesel sorunlar ve eşlik eden ruhsal sorunlar çalışılabilir.
  • Komplike olmayan tikler sadece bu müdahalelerle başarılı bir şekilde takip edilebilir. İlaçlara ihtiyaç olmayabilir.

Davranışçı Terapi: Alışkanlığı Tersine Çevirme

  • Bireyin tiklerinin farkına vararak kendini değerlendirmesine, fiziksel olarak buna karşı gelen bir yanıtla tiklerin ortaya çıkışının engellenmesine dayanan bir psikoterapi yöntemidir.
  • Bu terapide öncelikle çocuk ve ergene tiklerle ilgili bir farkındalık eğitimi verilir. Çocuğa tikler konusunda kendini değerlendirme becerileri kazandırılır. Nefes ve kas egzersizleri ile çocuğa kendini rahatlatma teknikleri öğretilir. Tiklerden önce gelen öncül hisler çocukla beraber belirlenerek bu öncül hislerin farkına varıldığında karşıt tepkiler oluşturulması öğretilerek tiklerin yapılması önlenmeye çalışılır. Karşıt tepki tik ile taban tabana zıt ve tikin oluşmasını engelleyebilecek farklı kas hareketleridir. Motivasyonel tekniklerle çocuğun terapi uyumu arttırılır.

İlaç Tedavileri

  • Tik bozuklukları tedavisinde farklı gruplardan ilaçlar kullanılabilir.
  • Tik bozukluklarında ilaç tedavilerinde başarı oranı çok yüksek değildir. İlaçlar genel olarak sadece tiklerin alevlenmesi döneminde tiklerin baskılanmasında işe yarar. Hastalığın seyri üzerinde belirgin olumlu etkileri yoktur.
  • Tik Bozuklukları tedavisinde kullanılan bazı ilaçların uzun dönemli yan etkileri nedeniyle ilaçların sadece belirgin işlev kaybı yaratan durumlarda kullanılması daha uygundur.
  • İlaç kullanılan vakalarda tikler baskılandıktan sonra ilaçlara ara verilerek tiklerin şiddetine göre tekrar karar verilmesi önerilmektedir.
ETİKETLER:
  • DOÇ. DR. MUHAMMED AYAZ
  • 2 Şubat 2018
  • 10767 Okunma