Çocuk psikolojisi alanındaki çalışmalarıyla tanınan ünlü psikanalist Donald Winnicott’ın literatüre kazandırdığı bir kavram olan “yeterince iyi annelik”, mükemmel annelik ya da ebeveynlik diye bir şeyin mümkün olmadığını, bunun yerine çocuğun ihtiyaçlarına uyumlanabilen, duyarlı ve ilgi gösteren, “yeterince iyi anne” kavramının mümkün olduğunu ifade eder. Winnicott’a göre sağlıklı anne-bebek ilişkisinde anne (bakım veren), bebeğin fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarına karşı duyarlıdır ve bu ihtiyaçları doğru zamanda karşılamak için elinden geleni yapar. Özellikle doğumu takip eden ilk haftalarda anne, bebek ile ilgilenmek için kendi ihtiyaçlarını geri plana atar. Ancak zaman geçtikçe anne bebeğin ufak düş kırıklıkları yaşamasına izin verir. Hala elinden geleni yapıyordur, ancak bebeğinin ihtiyaçlarına yanıt verirken ilk zamanlardaki kadar hızlı olmadığı anlar olur. Winnicott, bebeğin bu anlarda yaşadığı düş kırıklıklarının, dış gerçeklik kavramını oluşturmasına yardımcı olduğunu söyler. Bu sağlıklı gelişimin bir parçasıdır, çocuğun düş kırıklıklarını tolere etmesine ve dış dünyaya uyum sağlamasına destek olur.

“Yeterince iyi” kavramının sadece ebeveynlik için değil, yaşamın tüm alanları için geçerli olduğunu düşünebiliriz. Hiç kimse “mükemmel” ya da “kusursuz” değil. Yaptığımız şeyleri ne kadar “en iyi” hali ile yapmaya çalışsak da, aslında yeterince iyi olmaya çalışmak, zaman zaman hata yapmamıza izin vermek, çevremizin ve en önemlisi kendimizin oluşturduğu “mükemmel” olma baskısına karşı bizi biraz olsun rahatlatabilir.

ETİKETLER:
  • Mentalica
  • 7 Ekim 2020
  • 3034 Okunma