Obsesif Kompulsif Bozukluk ya da Takıntı Hastalığı’nda obsesyonlar (takıntılar) ve kompulsiyonlar (zorlantılar) görülür. Obsesyonlar ya da takıntılar; kişinin zihnine istenmeden giren, kendisine rahatsızlık verdiği ve kaygı yarattığı halde bilinçli çaba ile kişinin kendini bunlardan kurtaramadığı yineleyen düşünce, dürtü, söz veya imgelerdir. Kompülsiyonlar ya da zorlantılar; obsesyonları etkisizleştirme ve kaygıyı azaltma amacı ile kişinin yapmaktan kendini alıkoyamadığı ve tekrarlayarak yaptığı törensel tekrarlayıcı davranışlar ve zihinsel eylemlerdir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk çocuk ve ergenlerde ne sıklıkta görülür?

  • Takıntı hastalığında kişinin aklına gelen düşünceler çok rahatsız edici ve saçma, yapılan davranışlar da garip olduğu için özellikle çocuk ve ergenler bu sorunun sadece kendilerinde olduğunu zannederler. Ancak Takıntı Hastalığı tahmin edilenden çok daha fazla görülür. Çocukluk yaşlarındaki sıklığı %1-2’dir. Kızlarda ve erkeklerde benzer oranlarda görülür. Erkeklerde başlama yaşı daha küçüktür. Yetişkinlerde görülen Takıntı Hastalığı’nın yaklaşık olarak yarısı çocuk ve ergenlikte başlar. Bu hastalık 2 yaşından itibaren ortaya çıkabilir.

 

Takıntı Hastalığı’nın nedenleri nelerdir?

  • Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik, çevresel ve psikolojik faktörlerin etkileşimi sonucunda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Olumsuz yaşam olayları ve stres hastalığı tetikleyebilir. Kültürel faktörler obsesyon ve kompulsiyonların içeriğini şekillendirebilir.

 

Obsesif Kompulsif Bozukluk tanınması zor, dirençli ve çocuğun hayatını ciddi düzeyde olumsuz etkileyen bir hastalıktır.

  • Ani ya da sinsi başlayabilir. Çocuk ve ergenler iç görü eksikliği ve utanma nedeniyle belirtilerini ailelerinden saklarlar. Bu da sorunların ancak yaşamlarında belirgin bir bozulma olunca fark edilmesine neden olur. Tanı çoğunlukla hastalığın başlangıcından uzun süre sonra konulur.
  • Çocuklarda bazı rituel davranışlar (çizgilere basmadan yürüme, merdivenin ya da yolun hep aynı tarafında yürüme, arabaların plakalarındaki sayıları toplayıp çıkarma) normal bir davranış olarak da gözlenebilir.
  • Genelde obsesyon ve kompulsiyonlar birlikte görülür ama çocuklarda kompulsiyonlar daha sıktır ve kompulsiyonlar tek başına görülebilir. Hastaların çoğunda genelde birden çok obsesyon ve kompulsiyon vardır. Bunlar şiddetleri ve içerikleri açısından zaman zaman değişirler.
  • Mikrop bulaşması, kendine ve ailesine zarar verme korkusu, dini düşünceler, saldırganlık ve cinsellikle ilgili takıntılar çocuk ve ergenlerde en sık görülen obsesyonlardır. Ayrıca kuşku, kötü bir şey olacak düşüncesi, hastalık/ölüm düşünceleri, simetri ve düzen, idrar/kaka kaçırma düşünceleri de görülebilir.
  • Temizlik ve aşırı yıkama (en sık), tekrarlama, kontrol etme, kafasından sayma en sık görülen kompulsiyonlardır. Ayrıca düzenleme, sıralama, dokunma, biriktirme sık görülen kompulsiyonlardır.

 

Obsesif Kompulsif Bozukluğa nasıl tanı konulur?

  • Tanı temel olarak klinik görüşme ile konulur. Tanıyı desteklemek için klinik değerlendirme ölçekleri ve psikolojik testler kullanılabilir. Bazı fiziksel hastalıklarda OKB’ye benzer belirtiler olabilir. Bu hastalıklarla ilgili belirtiler yoksa tanı koymak için tetkik yapmaya gerek yoktur.

 

Hastalık nasıl seyreder?

  • Kronik seyirli bir bozukluktur.
  • Bazı hastalarda sabit bir seyir olsa da genelde dalgalı bir seyir izler.
  • Depresyon ile birliktelik sıktır.
  • İntihar girişimleri normalden sık görülür.
  • Ciddi ve uzun tedaviye rağmen tam iyileşme nadirdir.

TEDAVİ

Psikoeğitim

  • Obsesif Kompulsif Bozukluk tanısı konulan çocukların ve ergenlerin hastalık, görülme sıklığı, seyri, tedavi ve terapi süreciyle ilgili detaylı biçimde bilgilendirmeleri tedavi uyumlarını arttırır. Ayrıca birçok çocuk ve ergen bu belirtiler nedeniyle kendilerini suçlamaktadır. Hastalığın kendi suçu olmadığı ve hastalığın gelişiminde bir sorumluluğu olmadığını bilmeleri çocuğu rahatlatır.

 

İlaç tedavisi

  • Tedavide farklı gruplardan ilaçlar kullanılabilir. Obsesif Kompulsif Bozukluk genellikle tedaviye dirençli bir hastalık olduğu için ilaç tedavilerinin birçok ruhsal hastalığa göre daha yüksek dozlarda ve uzun sürelerde kullanılması gerekebilir. Genellikle ilaç tedavilerinde fayda sağlanıp obsesyonlar ve kompulsiyonlar kontrol altına alındıktan sonra tedavinin en az 6ay-1yıl devam ettirilmesi gerekir. Tedavilerin yeterli sürede kullanılmaları gelecekteki tekrarlamaları tamamen engellemese de sıklıklarını ve şiddetlerini azaltabilir.

 

Terapiler

  • Psikodinamik terapiler: Aile ve çevresel ilişkilerini düzeltme, baş etme becerilerini arttırma, kaçınmaları azaltmaya çalışma, cesaretlendirici yaklaşımlar sıklıkla kullanılmaktadır.
  • Bilişsel Davranışçı Terapi: Çocuk ve ergenlerde OKB’deki etkinliği konusunda en fazla bilimsel çalışma bulunan ve en etkili bulunan terapi yöntemidir. Bilişsel Davranışçı terapinin ilaçla birlikte uygulanması en etkili tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir.
  • Oyun Terapileri: Küçük yaştaki çocukların bilişsel gelişimleri nedeniyle diğer terapilerden daha az fayda görmeleri ve ilaç tedavilerinin kullanılmasının zorluğu nedeniyle küçük yaştaki çocuklar için oyun terapisi iyi bir terapi alternatifidir.
ETİKETLER:
  • DOÇ. DR. MUHAMMED AYAZ
  • 2 Şubat 2018
  • 4965 Okunma