Gençler ve akıllı telefonlar arasındaki ilişki hakkında her geçen gün yeni araştırmalar yapılıyor. Ortaya çıkan sonuçlarsa hem şaşırtıcı hem de düşündürücü. Sonuçlar, nesillerin yaşam tarzları ve sosyal ilişkileri arasındaki uçurumun iyiden iyiye büyüdüğünü gösteriyor. Günümüz gençlerinin davranışlarında ve duygusal durumlarında ani değişiklikler fark ediliyor. Çocukların ve gençlerin okul hayatlarında, aile ilişkilerinde ve sosyal yaşantılarında yaşadıkları deneyimler, onları sadece birkaç sene öncenin jenerasyonundan bile büyük ölçüde farklılaştırıyor.

Akıllı telefon ve sosyal medya kullanımı ölçülü ve doğru yapıldığında, bu yeni iletişim kanallarının hayatlarımızı büyük ölçüde kolaylaştırdığı bir gerçek. Akıllı telefonlarla istediğimiz bilgiye daha hızlı ulaşabiliyor, çocuklarımızın güvende olduğundan emin olabiliyoruz. Ancak yetişkinler olarak biz bile bazen akıllı telefon ve sosyal medya kullanımımızı doğru olmayan ölçülere çıkarabiliyoruz. Herhangi bir denetim olmaksızın akıllı telefon kullanan çocuklarda da bu teknolojilerin getirdiği olumsuz etkileri gözlemliyoruz.

1995 ve 2012 yılları arasında dünyaya gelen çocuklar akıllı telefonlarla büyüdüler ve internetten önceki zamanı bilmiyorlar. İnternet ve yoğun akıllı telefon kullanımı çocuklarımızın hayatlarının her yönünü, sosyal etkileşimlerinin doğasından zihinsel sağlıklarına kadar etkiliyor. Üstelik çocuklarımızın ellerine yerleştirdiğimiz bu cihazların, hayatları üzerinde derin etkiler yarattığını ortaya koyan kanıtlar da var. Peki, akıllı telefon kullanımı çocuklarımızın davranışlarını nasıl etkiliyor?

Öncelikle, çocuklarımız artık dışarı çıkarak sosyalleşmiyorlar. Yapılan araştırmalar, çocukların ve gençlerin dışarı çıkmakla daha az ilgilendiklerini gösteriyor. “Bağımsızlığın cazibesi” giderek azalıyor ve çocuklar telefonlarındaki dünyada yaşamayı tercih ediyor. Bununla birlikte gençler artık gerçek dünyadan kaçıyorlar. Çocukların hayattaki zorlukların üstesinden gelmeyi öğrenmeleri için bazı zorluklar yaşamaları gerekiyor. Gerçek dünyadan kaçan ve telefonlarındaki dünyada yaşamayı tercih eden gençler yaşam becerilerini geliştiremiyor ve zorlukların üstesinden gelmelerini sağlayacak mekanizmayı oluşturamıyorlar.

Tüm bunların yanı sıra, sosyal medya kullanımı da bu sorunları büyütüyor. Çocuklar sosyal medyada kendilerini nesneleştiriyor ve değerli hissetmek için kendilerini diğer insanlarla kıyaslıyorlar. Sosyal medyada gördükleri hayatlara özenen çocuklar, yaşlarına uygun davranış kalıplarını sergilemekte güçlük geçiyorlar. 13 yaşındaki çocuklar 15 yaşında, 15 yaşındaki çocuklar ise daha çok 18 yaşında gibi davranıyorlar.

Akıllı telefonlar, çocuklarımızın “çocukluklarını yaşayamamalarına” neden oluyor. Bu nedenle de günümüz jenerasyonu, akıl hastalıkları ve mutsuzlukla geçmiş nesillere göre daha fazla boğuşuyor. Odasında sürekli telefonu ile meşgul olan çocuklar ebeveynleriyle de yakınlaşamıyor. Üstelik sosyal medya da onların yalnızlık ve dışlanma duygularını pekiştiriyor. Yapılan araştırmalar kızların sosyal medyayı daha yoğun kullandığını ve dışlanmış hissetme oranlarının da erkek çocuklara göre daha yüksek olduğunu gösteriyor.

2012 yılından beri akıllı telefonlar çocuklarımız arasında daha da yoğun bir şekilde kullanılıyor. Akıllı telefon çocuklarımızın günlük hayatlarını etkilediği gibi, gece uyku saatlerini bile olumsuz yönde değiştiriyor. Uyku eksikliği çocukların dikkatini toplamada veya odaklanmada zorlanmasına neden oluyor ve depresyon, kaygı gibi psikolojik sorunların yaşanma olasılığı büyük oranda yükseliyor.

Hepimiz biliyoruz ki çocukluk ve gençlik yaşları, yetişkinlik dönemini şekillendirmede hayati öneme sahip. Üstelik telefonunun dışındaki etkinliklerde ortalamadan daha fazla zaman harcayan çocukların mutlu olma olasılığı da daha yüksek. Bu nedenle ebeveynlerin bu konuda mutlaka çocuklarını yönlendirmeleri gerekiyor.

İşe mümkün olduğunda çocuğunuzun telefon kullanımını sınırlandırmakla başlayın. Bu aktivitenin yerine aile zamanları yaratmaya gayret gösterin. Çocuğunuzla birlikte yürüyüşe çıkabilir, akşam yemeği hazırlayabilir ya da zamanınızı tamamen onu dinlemeye ayırabilirsiniz. Bu şekilde hem saatlerini telefonda geçirmesini önleyebilir hem de aile bağlarınızı kuvvetlendirebilirsiniz.

Çocuklarınıza sanal dünya ile gerçek dünya arasındaki farkı öğretin. İnternette onu üzen ya da rahatsız eden bir şey gördüğü zaman sizinle konuşması için teşvik edin. Akıllı telefonlar ve sosyal medya bir jenerasyon için ciddi sorunlara yol açmış olabilir ama bu problemler aşılmaz değildir. Eğer çocuğunuzun sosyal medya kullanımının kontrolünüzün dışına çıktığını düşünüyorsanız, ilk danışma için ofis numaramızı kullanarak uzmanlarımıza ulaşabilirsiniz.

 

ETİKETLER:
  • BLOG
  • 3 Mayıs 2018
  • 5178 Okunma